Soru Yok. Cevap da…

Bugün bir şey oldu.
İki soru arasında düşüncelerim tatlı talı seyr ederken,
Gözlerinin İçini Gülümseten şeyi Bilmek istiyorum,
Anlayışlı Olmak ne zaman iyi değildir…

Tatlı ama sert bir rüzgar esti deniz üzerinden..
Dalgalar kıyıyı öptüler..
Başımın üzerindeki koca çam dalları konsere başladı.
Güneşin bacaklarımın arasına uzanan sıcaklığını hissettim.
Karıncaların tırmandığını gördüm en son..
Başımı yumuşakça bıraktım sırtımı dayadığım eğri büğrü sert kayaların üzerine.
Gözlerimi kapadım, iyice gevşemişim…
Birden gözlerimin önünde Güneşler patlamaya,
Sayısal ifadesi mümkün olmayan çoklukta yıldızlar üzerime yağmaya başladılar.
Nefessiz kaldım.Öldüm sandım.
Güneşlerin aydınlığı içinde tarifi imkansız renk ve galaksi kümeleri acayip bir hız ile iç içe geçip benzer hızla ayrılmaya başladılar.
Bir girdap etkisi kulaklarım içinden geçip tüm bedenimi havaya kaldırdı adeta.
O güneşlerin içinde uçuyordum.
Şaşkınlık, korku ve merak…hepsini aynı anda hissettim.
Ve birden hepsi bitti.
Uçsuz bucaksız sonsuz bir alem, ışıl ışıl trilyonlarca yıldız kümeleri, bulutumsu galaksiler, patlayan Güneşler, elimi uzatıp dokunmak istediğim an sönen Yıldızlar…
Kocaman bir Sessizlik..Sessizliğin içinden akıp her yanı kaplayan acayip bir Sevgi…Huzur..tarifi mümkün değil.
Ağlayamıyorum. Başka bir duygu hali olmalı bu yoğunluğu akıtabilecek.
İçim büyüyor, omuzlarım taşıyor, burnum yanıyor sızıdan..
Burada bir şey oldu işte.
Birden tüm sorularım tükendi.
Asılı olduğum bu tabloda SORU yoktu. Dolayısıyla Cevaplar da yoktu.
Tek bir şey vardı.
Sadece OLUŞ.

Her şeyin aynı kaynaktan zuhur ettiği büyüleyici bir OLUŞ hali.

Durdum.
Tüm kelimeler tükendi.
Ne konuşacak ne de anlatılacak bir şey vardı aslında.
Sadece gözlerimizin içinden gülümseyen o ilahi düzen vardı…
Her bir sevgi ve şefkatli uzanışta patlayan Güneşler,
Her bir dokunuşta ışıl ışıl yanan Yıldızlar vardı…
Kalbimizi açtığımız her bir Can ile büyüyen Galaksiler vardı…

Sustum.
O eşsiz tabloyu Sevgili eyledim.
Aldım, göz kapaklarımın altına koydum.

Bugün bir şey oldu.
Sözcükler bitti.
O tablo her şeyi kapsadı.

Soru da kalmadı. Cevap da.

Sadece eylem kaldı.
OL eylemi !

1.Eylül.2109, Pazar
Foça günlüğü.

Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.