Büyüyen Baharlar…

Evdeyim, balkonda, pencere kenarında hayatın kendi günlük ritmini izliyorum…
Dışarıda sıkı bir soğuk var. Güneş bulutlarla saklambaç oynuyor, bazen bu oyuna büyük kuş sürüleri katılıyor.
Aralarındaki bütünlük ve uyumu izlemek beni her zaman çok heyecanlandırıyor.
Bu Pazar aşağıda oynayan çocuk sesleri yok.
Deniz 3 saatlik antreman sonrası tatlı bir dinlenme uykusunda.
O uyurken yapılacakları kurgulamakla meşgul zihnimi yakaladığım an her şeyi bıraktım, oturdum.
Çayımı aldım, battaniyemi, çiçeklerimle sohbet ettim, hafif dokunuşlar ve özenle bakımlarını yaptım, onlara gösterdiğim bu ilgi ve özen, içimden yükselen bir hıçkırık ile bana geri döndü aniden…
Senelerce görmezden geldiğim kendi Öz Değer duygumun ‘aynı yumuşak dokunuş ve özene benim de ihtiyacım var. Lütfen beni de görüp besleyip büyütebilir misin?’ çağrısıydı bu…
Yetişkin maskesi ardına sığınıp yeterince bakım, özen, sevgi, şefkat, kabul ve değer görmeyen ne çok parçamız var içimizde, değil mi?
Ve ömrün yarısına gelip de, doğarken yüreğinde getirdiğin o her tür kaynağa sahip ÖZ’ün, dünyayla baş etmek üzere geliştirdiğin bir sürü yanlış kişilik nedeniyle baskılanıp küçülmesinin ve buradan göçüp giderken neredeyse kaybolmasının yarattığı ıstırap ne dayanılmaz!
Yürekten gelen o çağrıyı, dış empozisyonların belirlediği değerler sistemi tarafından KABUL görmek üzerine susturmak, nasıl da güçlü bir YETERRR yankısı ile geri dönüyor insana…
Biz İnsan mıyız sorusu daha sık tekrarlar oluyor kendini. Bence değiliz.
Her geçen gün İnsan olmaya dair potansiyelini güçlendireceğine, eksilten, vicdan kırıntılarını duymazdan gelip daha çok saldıran, acıtmaktan zevk alan ve buna da duygulardan azad olup güçlenmek adını veren saçma sapan bir sistemin akılsız kurbanlarıyız biz!
Ve yaşadığımızın gerçekten farkında bile değiliz!
Şimdi, şu An, o hıçkırık ile içimden gelen yalın ve temiz ses diyor ki, YAŞAM, içinde titreşen her bir organizma ile baştan aşağı BAHAR!
Sen tüm mevsimleri birarada yaşama gücüne sahip her daim açan bir BAHARsın…
Toprağına iyi bak, gerekli besini aksatma, yeni tohumlar ekmekten asla vazgeçme, dokun onlara, açmaya hazır tomurcuklarını gör ve izin ver açsın..o zaten ne yapacağını biliyor, yeter ki gör, izin ver… o tomurcuklardan taşan hayat enerjisine teslim ol, kal orada istediğin kadar, orası Öz’üne en yakın kısım, kana kana iç bu kaynaktan, beslen, şifalan…
Dışarıda her ne olursa olsun, kim neyi ne şekilde söylerse söylesin, en sağlam, en güvenli pusulan Öz Değer’inin kabul ve şefkatinden yansıyan iç görün olsun.
Diğerlerinin değerlerine göre var olma oyununa yaklaştığın her an kendi içsel gerçeğini hatırla!
Orada çok sağlam bir yürek var!
O yürek ile yaşama cesaret ve hürriyetini göster!
Bu senin temel varolma sorumluluğun!

Uyan ve sonsuz BAHAR’larına aç kendini…
Buna değersin…

İşte benim Bahar’larımdan yansımalar :)

Kalbimle, 06.Ocak.2019

Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.