Derinden, yavaş yavaş, ilmek ilmek büyük bir şefkat ve özenle işlenen değişimin gözle görünür tezahürleri, hayatlarımıza ”basit” bir virüs ile geldi çaktı bir yumruk, yerle bir etti yerleşik her türlü ”düzeni”.
Hoşgeldin Covid19 Tsunami’si !
Durduk, tüm ezberler, tüm anlamlar, tüm normaller, içimizdeki yer ve gök, dünyanın yer ve gökü fena sallandı, halen de sallanmaya devam ediyor, edecek..
Bu gözle görünür ilk Işıktı belki ama daha niceleri yanmaya devam edecek, biliyoruz…
Galakside kayan milyonlarca Yıldız gibi yıldızlar çakacak hayatlarımızda ardı ardına.
Devre sonunun son demlerindeyiz, çok açık görüyorum, görüyoruz..
Bir şeyler oluyor, anlatamıyorum.
Ölüm yanı başımda, kendi ellerimle toprağa, organik hayata teslim edip, Işıklara,
Asli vatana uğurladığım sevgililerim var.
Yaşam ve Ölümün aynı yerde, aynı An’da kol kola iç içe attığını gördüğüm günler.
Acı ile birlikte durup, onunla şu An ve burada kavgasız isyansız yeni bir ilişkiye girdiğim günler..
Birileri ağlarken yamacımda, Ölüm ve onun yasına kocaman sarıldığım günler..
Rüzgarın ağacın dalları arasından usulca süzülüp bilincimin içine girdiği, orada ekili bir dolu idrak tohumunu canlandırdığı günler.
Daha uzun durabildikçe, daha uzun izleyebildikçe, daha uzun İnsan’da susup, daha çok Doğa’daki bilgeliğin yansımalarında kalabildikçe, kendiliğinden patır patır çiçeklerin açtığı günler zihnimde..
Her şeyin birbirine daha çok yaklaştığı, her şeyin Asli düzen içinde zaten yerli yerinde olduğunu fark ettiğim günler..
Kendime daha çok yerleştiğim, kendimi Dünyanın zemininde, ondan ayrı göremediğim,
bununla beraber kendim ve diğerlerinin birbirinin içinde erimeye başladığı günler.
Daha çok sever, daha çok susar, daha bir genişlikle kucaklayabildiğim günler doğuyor bitiyor,
doğuyor bitiyor..tamamlanma diye bir mefhumun olmadığına yaklaştığım günler..
Her gün ile başlayıp her gün ile sonlanma ihtimalini daha sık hatırladığım günler.
Hayatın tam da burada, şu anda, şu satırları yazan ellerimde aktığına minnet ve imanla eğildiğim günler.
Durmak güzel, dilde susmak, kalp ve idrakte genişlemek daha da güzel..
Bir şeyler oluyor, acayip, anlatamıyorum..
Anlatma ”gerekliliğinden” sıyrılmaya adım attığım günler.
Kendi içimde çalmaya başlayan Dünyanın müziği ile ritim tutmaya başladığım günler..
Müziği kulaklıkla değil, tüm bedenimle duyabildiğim günler…
Müziğin evrensel kanun ve ilkeleri kapsayan formülasyonunu,
arabanın döner tekerleğinde, başımın tepesinde şakıyan minik serçenin neşe dolu sesinde,
rüzgarın deniz üzerinde kopan uğultusunda fark ettiğim günler…
Sezgilerimin açıldığı, onları daha net duyduğum,
Yaşama Aşık olduğum günler, anlatılamayan güzellikte…